Maziyi unutmak mı lazım...



Eskiye ne zaman göz atsam, kıvrılıp oturmuş görürüm kendimi ayrı bir yerde. Ellerim başımın iki yanında kavuşmuş düşünür dururum... Oysa herkes yaşadığı ne varsa çoktaan unutup başka şeylerle meşgul olmaya başlamıştır bile...

Ben elimde bir çomak deşer dururum...

Altlardan üstlere çıkarır ve sonra yakarım ateşleri...

Başlarım yanmaya...

****

"Sen de unut" derler bana takılma!.. Unut boşver... Zamana ayak uydur.
Oysa ben çok gerideyim. Yetişmem, ayak uydurmam mümkün değil... O kadar ayrı telden çalıyoruz ki...

O hep önden gider, ben ardından...

Bozduklarını silmeye tamir etmeye çalışırım ama yapamam hiç, yorulurum

Önümde bir yap-boz, oynar dururum...

****

Eski; kullanılmış ve yıpranmış... zaman geçip giderken üzerinde izini bırakmıştır. Bir daha yaşanması, oraya o mekana gidilse bile, "o" hatırlansa bile bir kez daha o duyguları asla hissedemeyeceğin bir an'a bir eskiye dönüşmüştür artık...

Sadece yüreğindedir saklanıp yaşanan. Eskisi gibi sıcacık yaşayan o an'lar ve mekan, ve o insanlar... Fotoğraflarına baksan bile hissedemezsin belki aynı sıcaklığı aynı gerçekliği... Gerçeğini yaşadığın an ile hayalinde yaşattığın eskilerle yıllar sonra karşı karşıya geldiğinde bir balkabağına dönüşecektir belki. Ya da önünden hızla geçip giden upuzun kuyruğu olan ıslak bir sıçan... Ya da hayranlıkla izlediğin bir tablo belki...

*** Hep mi öyleydi, yoksa değer verdiklerimizi kaybedince mi öyle yaşamaya başladık bilmiyorum.. Boşluklarını hissettiğimiz insanların, mekanların, zamanların yerlerini başka şeylerle doldurmaya çalıştığımız kesin...

Bunu; kaybettiklerimizi hatırlayıp acı çekmemek için mi yapıyoruz acaba?

Hatırlayıp her gün gözyaşı dökmemek için onlara ait, onları hatırlatan tüm delilleri yok etmek, ortadan kaldırmak bizleri rahatlatıyor mu? Bunun için mi böyle davranıyoruz?

Geride bıraktıklarımıza bakıp da "ah!" çekmemek için mi, pişmanlıkların yüze çarpmaması için mi?

Bir kaçış mı bu?

Geçmişinden kurtulamayanlar, eskiyi parlatıp parlatıp yaşayanlar huzursuz, mutsuz insan damgasını yer başkalarının gözünde ama bu doğru değil. Eskiyi konuşarak rahatlatırlar kendilerini. Biriktirmek onlara göre değildir... Çünkü biriktirmek, bir şeylerin üzerini örtmek bir nevi kaçıştır, daha fazla rahatsızlık vericidir...

Gün gelir volkan olur patlar.

Maziyi unutarak her şeye boş verip gelişen zamana uymak mı gerek, yoksa hatıralara sahip çıkarak ara sıra onları besleyip unutmamak mı gerek bilmiyorum.

"Geçmişi unuttum, önüme bakarım... asla geriye dönüp bakmam bile" diyebilen kim var ki?

Yorumlar