Mum gibi



Ne zaman yere düşsek hayaller kuruyoruz birbirimizi kaldırmak için.. geçmişi... geleceği bir değnek gibi kullanıyoruz yeri geldiğinde.

Bu sürekli mutsuzluğumuzdan kaynaklanmıyor elbette. Çocukken sokakta oynarkenki düşüşlerimize benziyor tıpkı. El veriyoruz hayallerimizle. hayallerimize dahil ediyoruz birbirimizi.. ağlarken şeker uzatırlardı ya hani büyükler elimize..

Büyüklerin şekeri hayalleri oluyor bir yerde..

Hayallerimiz kırıla kırıla yaşıyoruz.. ne zaman hayal kırıklıgına uğrasak başka hayaller kuruyoruz.

Görünmeyen bir duvara, görünmeyen resimler çiziyoruz aklımızın ince kıvrımlarında... içimize çiçekler dikip, hayallerimizle besliyoruz onu büyütene dek.. bir gün umutsuzluktan öldüğümüzde tekrar deniyoruz... içimize sevinç dolduran umutlandıran, yaşama itekleyen.. gözümüzün içine ışık yerleştiren.. eline şeker tutturulmuş bir çocuk gibi mutlu olmak için kendimize şeker veriyoruz hayaller kurarak..

.. Küçük bir taşa takılmayla beraber yere düşer gibi olmak ve bir yere tutunmaya çalışmak..

Ya da farklı bir boyuta taşınmak...

Çölde susuzluktan yanıp kavrulurken, gürül gürül akan bir şelale görüp altında yıkanıp arınmak gibi hayal kurmak..

Ne olursa olsun, rüzgara karşı ateşini sürdürmeye çalışan bir mum gibidir insan.. 

O ateşi ya bir el söndürür...  

Ya da ışığı ile birlikte yana yana tükenir gider...

Yorumlar

Adsız dedi ki…
Çok nefis, ellerine sağlık..Herşiey çok güzel Ece..Haz alarak okudum izledim..
Adsız dedi ki…
Ali Sönmez
teşekkür ediyorum:) adım ece değil ama; sema:)